Kaynak: Ahmet Özcan, “Ama Eşkıyalık Çağı Kapandı!: Modern Türkiye’de Son Kürt Eşkıyalık Çağı (1950-1970), İstanbul: İletişim Yayınları, 2018.
Teşekkür: Aşağıdaki kapak fotoğraflarını benimle paylaşan Levent Cantek‘e teşekkür ederim. Bakınız: Derin Hakikatler.
1962-1968 yılları arasında Akbaba Dergisi’nin kapaklarında Kürt eşkıyalığı
Akbaba dergisi, Doğu’da eşkıya avına çıkan Hükümet yetkililerinin, şehir eşkıyalığını görmezden geldiğini iddia ediyordu.
“Gazeteler: ‘Siirt dağında jandarmalar eşkıya avına başladı.’ – ‘Dağların rahatı kaçtı dayı… Biz yine İstanbul’a dönelim!..”
Akbaba dergisi, ülkenin hem kırsal hem de kentsel alanlarında yükselen suçlara gösterilen “Anayasal merhameti” eleştiriyordu.
“Gazeteler: ‘Doğudaki toprak ağalarıyla Beyoğlu’ndaki sokak kabadayılarının başka illere sürülmesi Anayasa’ya aykırıymış. Anayasa – Ana Şefkati!”
Akbaba dergisi, başarılı bir avdan sonra neşeli bir şekilde şarkı söyleyen bir avcı olarak resmettiği İçişleri Bakanı’nı, bizzat yönettiği eşkıya avları üzerinden alaya alıyordu.
“Gazeteler: ‘İçişleri Bakanı Sahir Kurutluoğlu eşkıya avından döndü.’ – ‘Kekliği düz ovada avlarım!”
Akbaba dergisi, eşkıyalığın önlenmesinde Hükümetin sergilediği yetersizliği, ülkenin Doğu bölgelerinde arttığı iddia edilen çocuk suçluluğu üzerinden alaya alıyordu.
“Gazeteler: ‘Doğuda çocuklar da yol kesmeye başladılar…’ – ‘Gözün aydın Hasso, karın bir eşkıya doğurdu.”
“Bugün, bütün yurtta 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlanıyor. Atatürk: ‘Ben bu vatanı size böyle mi bıraktım?..”
Her türden tehdidin temizlendiği bir dönem olarak “Atatürk’ün altın yılları” popüler temasına, ulusal yazılı basında, sıklıkla mevcut Hükümetin eleştirisi için başvuruluyordu. Akbaba dergisinin aşağıdaki kapağı, ülkeyi çevreleyen belaları (i) “dinci gericilik”, (ii) siyasetçilerin yozlaşması ve (iii) bir eşkıya imgesiyle temsil edilen Doğu bölgelerinde kamu düzeninin bozulması olarak özetliyordu.
Eşkıyalık temasının popülerliği, 1960’ların ikinci yarısında doruğuna ulaşmıştı. Aşağıdaki resim, Akbaba dergisinin özel olarak çıkardığı “Soygun Sayısı”nın kapağıdır.
Batı şehirlerinde yaşayan üst sınıfların ülkenin Doğusu hakkındaki cehaleti, 1966 yılında Akbaba dergisinin bir kapağında şöyle yeriliyordu:
“- Kuzum, Doğu köyleri neresidir? – Doğu köyleriiii… Kadıköy, Erenköy, Çengelköy, Vaniköy, hepsi Doğu köyleri!”
1966 yılında Adalet Partisi Hükümeti’nin eşkıyalığın imhasında gösterdiği yetersizlik, Akbaba dergisinin bir kapağında alaya alınıyordu.
“Demirel: ‘Korkusuz yaşayan bir memleket olacağız’ dedi. Eşkıya – ‘Ferman Demirel’in dağlar bizimdir!”
Akbaba dergisinin bu kapağı, eşkıya Hamido’nun sahip olduğu ulusal şöhreti alaya alıyordu.
“Hamido’nun tüfeği bu”
Özellikle Doğu bölgelerinde sahip olunan ateşli silahların sayısının artması karşısında “siyasetçilerin sergilediği duyarsızlık”, Akbaba dergisinde eleştiriliyordu.
“Gazeteler: Meclis’te bir milletvekili, ‘Türkler, silahı saat gibi kullanır’ dedi. – ‘Bu ne ulan?’ – ‘Heç… Biri cep saati, biri de duvar saati!”