Ahmet Özcan ve Güney Çeğin, “Politik Şiddetin Kavranışına Dair Bir Soruşturma: ‘Gezi Olayları’ Weber’in ‘Devletin Meşru Şiddet Tekeli’ Tezinin Tahrifatından Gayri İncelenebilir mi?”, (içinde) (der.) Vefa S. Öğütle ve Emrah Göker, Gezi ve Sosyoloji: Nesneyle Yüzleşmek, Nesneyi Kurmak, İstanbul: Ayrıntı Yayınları, 2014, s. 149-157.
Kitabı satın almak için burayı tıklayın.
Hukuksal bir kurumda, şiddetin gizli mevcudiyetine dair bilinç yok olduğunda, kurum da çöker.
WALTER BENJAMIN
Bu yazıda yarı-âlim tahlillerin saplanıp kaldığı Weberci argümantasyon tarzının Gezi ile ilişkilendirilip ilişkilendirilemeyeceğini tartışacağız ve Gezi’de devlet cebri ile politik şiddet ilişkiselliğinde cisimleşen şiddet hadiselerinin nasıl analiz edilebileceğine ilişkin birkaç hipotez sunacağız. Amacımız, şiddetin ortakduyusal algıda ne denli açıklık arz etse de, analitik düzeyde esnek ve belirsiz bir kavram olduğu gerçeğinden hareketle, politik şiddeti -Türkiye’de örneğine sıklıkla rastladığımız- hegemonik jestlerin indirgemeciliğinden kurtarmaktır. Çünkü şiddet herhangi bir çatışmanın niceliksel düzeyi değil, kendi dinamikleri olan niteliksel bir biçimidir.
… bir siyasal örgüt, … şiddetin meşru kullanımı tekeli haklarını başarıyla elinde tuttukça, “devlet” olarak anılacaktır.
MAX WEBER
… yaşam, aslen ve en temel işlevlerinde yaralama, saldırı, sömürü, yıkma üzerinden işler ve düpedüz bu karakteri dışında hayal dahi edilemez.
FRIEDRICH NIETZSCHE
